1 Haziran 2010 Salı

Türkiye Ne Yapmalı...

Dün sabah saatlerinde başlayan İsrail saldırısı sonrası oluşan ortam ortada. Fazla bir şey anlatmanın yanlış olacağı inancındayım. Ama konuyu takip ettiğim haber sitelerinden biri olan ntvmsnbc bir anketimsi düzenliyor. Siteye girip Türkiye Neler Yapmalı başlığının altına fikirlerinizi yazıyorsunuz.

Elbette istenmeyen bir ortam oluşmuş bile orada. Biri hemen "NATO'ya pazar sabahları onlarla kahvaltı etmek için mi girdik?" sorusunu soran bile olmuş...
İşte ben burada kendi fikirlerim açısından Türkiye Neler Yapmalıdır sorusunun cevabını yazmaya çalışacağım...

Belki de ilk verdiğim örnekten yola çıkarsak anlatmaya çalıştığımı daha kolay anlatabileceğim. NATO'ya neden girdik? Biz hiç "NATO ne?" diye sorguladık mı? ya da bizim NATO'ya girdiğimiz dönemde neler oluyordu biliyor muyuz?
Bizler Kore savaşına neden askeri birlik gönderdik bunu hatırlayan var mı? Ya da Kıbrıs çıkartmasını yaparken ne kadar haklıydık ve uluslararası hukuk kurallarına aykırı davrandığımız halde neden bir tazminat ödemedik? Bunları hiç inceledik mi?

Bütün milletlerin, bütün devletlerin tarihinde kanlı savaşlar olmuştur. Yapılan bazı eylemlerden utanç duyan milletler ya da bu milletlere mensup bazı kişiler özür dilemişler özürlerinin karşılığını beklemişlerdir.
Bu utançlar kimi zaman devlet başkanlarını özür dilemeye kadar itmiş kimi zaman devletler arasında tedavisi imkansız arazlar çıkmasına sebep olmuştur.
Bunlar gerçeklerdir ve tarihtir. Her milletin, her memleketin tarihi vardır ve olacaktır. İnsanlar bu tarihleri bildiklerinde, çeşitli belgelerden ve bilgilerden yararlanıp, kendi süzgeçlerinden geçirdiklerinde yaşadıkları ülkenin, komşularının, baka ülkelerin nasıl bir tarihsel süreçten geçerek geldiklerini daha iyi anlayacaklar, kararlarını, düşüncelerini belki de yaşayışlarını buna göre düzenleyeceklerdir.

Bu sistematik çerçevesinde düşündüğümüzde Türkiye Ne yapmalı? sorusunun cevabı bende:
1- Uluslararası kara sularda saldırıya uğramış vatandaşlarının haklarını uluslararası hukuk çerçevesinde aramak,
2- İsrail Filistin arasında çözümlenemeyen sorunun bir parçası olmaya devam edecekse bunu tarafsız, dini duygularını işe bulaştırmadan yapabilmeye çalışmak,
3- Hem muhalefet hem de iktidar mensuplarının bu konuyu oy kaygısı olmadan tartışarak öncelikle halkı infiale sevk edecek açıklamalarda bulunmamak
4- Sınırları içinde yaşayan Türk ve Müslüman olmayan kişilerin haklarına, can ve mallarına zarar gelmemesi için milliyetçi duygularla hareket eden insanları eğitmek (bu biraz zor... bunu kabul ediyorum)
5- Savaş sinyali veren, vermek isteyen, vermekte hiç bir sakınca duymayan ordu mensuplarını konunun dışına taşımak...

cevaplarına ulaşıyor.
Bir çok kişiyi üzmüş olabilirim ama bunun böyle olması gerektiğini düşünüyorum...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder