15 Ağustos 2011 Pazartesi

İnsanın Kin Duymasının Temel Sebepleri

İnsan neden kin duyar, neden intikam duygusuyla hareket eder, neden her şeye meydan okumaya çalışır da basit duygularıyla hareket edemez?

Çünkü üç bilim adamı insanlara gerçekleri söylemişler ve insanların sinirlenmelerine yol açmışlardır.
Kronolojik olarak açıklamak gerekirse:
1-Nicolaus Copernicus: Bu zat-ı muhterem dünyanın evrenin merkezi olmadığını keşfetmiştir. Şimdinin Almanya-Polonya civarındaki topraklarda doğmuş ve ölmüş olan -bizde bilinen ismiyle- Kopernik sürekli kafasını gökyüzüne kaldırıp çeşitli soru işaretleri düşünmekteydi. Gökyüzüne bakıp  "Yıldızlar ne güzel değil mi sevgilim?" ya da "Acaba hangisi Kutup Yıldızı'ydı, ilkokulda öğretmişlerdi." diyen bizlerden daha farklı olarak bu güzel arkadaşımız bir şeyler düşünmekteydi.

Araştırmalarını neticelendirdikten sonra keşfini dünya ile paylaştı:
"Arkadaşlar, üzgünüm ama gökyüzündeki her şey bizim etrafımızda dönmüyor. asıl biz bir şeylerin etrafında dönüyoruz" dedi.
O dönem PR şirketleri çok iyi çalışmadığından, Kopernik'in bu açıklamaları kamuoyunda bomba etkisi yarattı. Yine o dönem kilise içinde antidepresanlar yasak olduğu için bir hayli sinirlendiler.
Çünkü ilk defa birileri insanlığa "Sizler bu evrenin merkezi değilsiniz" diyordu...

2-Charles Darwin: Kopernik'in söyledikleri bugün kabul görmüş durumda ama Charles Darwin'in söylemleri hala üzerinde tartışılır teoriler olarak devam etmekte. Bunun en büyük sebebi ise Charles Darwin denilen "Ada"lı beyefendinin biyoloji bilimine merak salmış olması. Aslında tam anlamıyla biyolojiden çok hayvan sınıflandırması yapmak isteyen bu İngiliz beyefendisi Beagle adlı bir gemiyle Galapagos Adaları'na doğru yelken açar. Geri döndüğünde Türlerin Kökeni adlı çalışmasını insanlığın hizmetine sunmak üzere Amazon.com'dan satışa başlar.

O güne kadar tüm insanlık biraz su, biraz balçık ve Ghost filmindeki Demi Moore'un elleri sayesinde yaratıldığını zannettiğinden Charles Darwin'in, "Evrim, seleksiyon..." gibi sözcüklerine "Darwin abi iyi misin? Yenge falan nasıl?" diye cevap vermiş, onu anlamakta güçlük çekmiştir. Kilise hala antidepresanlardan uzak durduğu için gene sinirlenmiş ve; "Vay efendim sen bizim maymundan geldiğimizi mi söylüyorsun." diye bağırmış ve ortalıktaki tüm maymunların varlıklarından utanmalarını sağlamıştır.

O güne kadar kendilerini Tanrının kendi elleriyle yarattığını zanneden bizler; "Abi sanırım olmuyor öyle." dediğimiz için Charles Darwin bizleri bir evrimin bir basamağı addederek sinirlendirmiştir.

3-Sigmund Freud: Listemizin 3 numarasında bir Avusturyalı var. Masadaki dağınıklığın farkına varıp, "Bu ne böyle? Puro bir yerde, tuzluk bir yerde." diye kendine kızan Freud hastalarına bir başka gözle bakmaya başlamış ve onlara sürekli, "Sence bu puro ne anlama geliyor?" sorusunu sormuştur. Yıllar sonra araştırmalarını yayınlarken "Arkadaşlar psikanaliz diye bir şey buldum, herkesin annesinden nefret etmesini sağlayacağım, miras falan yok size." diye bağırmıştır.

Şaka bir yana Kel, yuvarlak gözlüklü, daha çok tefeciye benzeyen bu üstün doktorumuz "Bilinçaltı, bilinç dışı, id, ego, süper ego, alter ego, narsizm..." gibi terimlerle insanlığın karşısına çıkmış ve onlara "Size hakim olan bir beyniniz var, sizin ise ona hakim olmanız çok zor" demiştir.

O güne kadar kendisini dünyanın hakimi sanan, üstün düşünme kapasitesine sahip olduğunu zanneden insanlar birden celallenmiş ve "Bırakın kokainman lubunyayı, attıracak şimdi şalter egomu!" diyerek kendisine cephe almışlardır.

Yıllar sonra kendisine inanmayan farmakonörologlar, "Freud abi, toprağın bol olsun ama biz alerji ilacı yaparken yanlışlıkla SSRI diye bir şey bulduk; bitti o anne hadiseleri falan." dedilerse de psikanaliz ve narsizm             kavramı insanların "Acaba ben düşünebildiğim için çok çok üstün bir varlık değil miyim?" diye sorgulayıp, sinirlenmelerine sebep olmuştur.

İşte bu üç bilim adamı insanlara en doğru bildikleri yanlışları söyleyerek, onlara; "Hayır siz evrenin merkezi değilsiniz, hayır siz tanrının bir yansıması değilsiniz, hayır siz mükemmel değilsiniz hatta zavallısınız." demiş ve onları sinirlendirmişlerdir.

İnsanlar da kendilerini hep daha üstün olduklarını, dünyaların kendi etraflarında döndüklerini ve tanrısal bir varlık olduklarını ispat etmek istemektedirler... Çoğunlukla insanlar yanıldıklarının farkına öldüklerinde varabilmektedirler, o zaman da çok geç olmaktadır.

Saygılarımla satırlarıma son vermeden evvel; "Karl Marx nerede?", ""Newton'un Amasya macerasını unutmuşsunuz!" ya da "Afedersiniz Zerdüşt bey nerede ikamet etmekte acaba?" diye çırpınan siz sayın okuyanlara belirtmek isterim. bir gün TOP10 yaparız onları da yazarız...

Ama ondan önce yarın: Newton ve Galileo Galilei ile Sanayi Devrimine Giriş dersimiz var. Lütfen kaçırmayın...

Şimdi saygılarımla satırlarıma son veriyorum.

SON...

2 yorum:

  1. şiir gibiydi ... kıskandım ...

    YanıtlaSil
  2. Ama saygıdeğer Douglas Adams, bu ve buna benzer soruları dert etmememizi tenbihlemişti bize? Ben havlu almaya gidiyorum... Her gün bir yeni havlu :)))

    YanıtlaSil