24 Aralık 2009 Perşembe

7 Pink Floydlar&2 Prenses

Ben müzik konusunda Ortodoks biriyimdir. Pink Floyd'dan iyi müzik yapan kişi, kurum, kuruluş yoktur. Hani farklı kulvarlarda da olsalar işin içine Pachelbel'inden, Münir Nurettin Selçuk'a, Led Zeppelin'inden, Radiohead'a kadar hepsini dahil ederim ve gene derim ki; "Pink Floyd'un yanına bile yaklaşamazsınız siz"

İzmarit diye bir grup vardı Ankara'da. Gölge Bar'da dinlediğimi hatırlıyorum. Programlarının sonuna doğru Shine On You Crazy Diamond'u çalarlardı. Hep şu tartışma geçerdi arkadaşlarla aramızda; Pink Floyd'u Pink Floyd'dan başkası çalmasın mümkünse.



Peki oldu tamam buraya kadar ama biz bu grubu hiç canlı dinleyemeyecek miyiz arkadaşlar, yurttaşlar, sevgili Romalılar?

İşte tam o dönemlerde Ankara'da (eminim Edirne'den Ardahan'a durum farklı değildi) şu gibi söylentiler hasıl oluyordu.
"Hocam Pink Floyd geliyormuş temmuzda!"
"Hadi canım ciddi misin?"
"Tabi hocam yalnız biletleri 50 M lira olacakmış"
O dönemki lira/lira paritesini anlamamız için bazı değerleri vermekten kaçınmıyorum:
O dönemki ev kiram 12 M lira (İnönü Stadyumunu bilenler için; Konutkent'te oturuyorum)
O dönem salaş Nihayet'te bir bira 100.000 lira.
Kayıtlara geçsin; 1998'de yapılan Jimmy Page & Robert Plant konseri 8 M lira
Pink Floyd'u canlı izlemek: Paha biçilemez.
Ve diyorum ki kendi kendime "50 M lira mı? tamam abi, kasetlerden plaklara, müzik setinden kimya laboratuvarından çalınan katı sodyum'a kadar her şeyi tek tek satarım 50 M toparlarım"

O Temmuz Pink Floyd gelmiyordu.

Ertesi sene yine aynı delikanlı "Hocam Pink Floyd neden gelmemiş biliyor musun?" derdi.
"Neden?" derdik merakla...
"Hocam adamlar Boğaz Köprüsünde konser vermek istemişler ama belediye kabul etmemiş."
"Vay anasını sayın seyirciler be."

Biz buna inandık...

Hiç unutmuyorum 94 yılında Division Bell albümünün Pulse turnesi yapılırken İngiltere'de konser vermişlerdi canım abilerim Pİnk Floyd. Bende babama yalvarmış, hatta babama mükellef rakı masası eğlenceleri tertip etmiştim. mamafih babam ne izin ne de para vermiş ben de duruma vakıf olamamıştım.

Yani benim de içimde bir uktedir Pink Floyd'u canlı dinlemek.
2 Temmuz 2005 yılında Sevgili Bob Geldof (meraklısına not: Bob Geldof Pink Floyd'un The Wall filminde 'Pink" karakterini canlandıran pop sanatçısıydı) Live 8 konserlerini düzenledi ki biz de en azından televizyondan grubu David, Rick, Nick ve Roger olarak izlemiştik.

Rick Wright'ın da ölümüyle artık Pink Floyd'un canlı dinlenemeyeceği anlaşıldı ve bir ukte olarak yerini aldı hayatımızda. Fakat çeşitli atraksiyonlar, çeşitli nümayişler hazırlanıyor Pink Floyd severler için. Bunlardan biri de LeCool adlı internet şeysinde de yazdığım gibi 7 Pink Floydlar & 2 Prenses konseri. Pink Floyd çalıyorlar anlayacağınız üzere. Hiç dinlemedim, hiç bir fikrim yok nasıl yaptıkları ile ilgili ama ilk defa bir tribute dinlemeye gideceğim Sena'yla ve bu Pink Floyd olacak. Cumartesi akşamı Babylon'da olacaklar...

Ve fakat üzgünüm ki 7 Pink Floydlar & 2 Prenses, şimdiden söylüyorum, kararım değişmeyecek: Pink Floyd'u Pink FLoyd'dan başkası çalmasın mümkünse... Bırakın gitarları yazılı bitti.

2 yorum: