17 Şubat 2012 Cuma

İş Bu Fotoğrafın Sırrı


Anlatayım arkadaşlar, anlatayım da ne kadar bahtsız olduğumu anlayın. Aslında bahtsız mı denmeli yoksa “KARMA” mı bilmiyorum artık ama karmanın başıma böyle bir şey getirebilmesi için ne kadar salakça bir kötülük yapmış olabildiğimi bilmiyorum… Ulan Bekir, bisikletini anahtarı olmayan bir kilitle direğe kilitlediğim için beddua etmiş olamazsın değil mi? Küçüktük oğlum o zamanlar…

Olay şöyle gelişti sevgili arkadaşlarım…

Bükreş sokaklarında tırım tırım gezerken… Kestik… tırım tırım gezmek falan yok gayet yorgunluktan cılkı çıkmış bir biçimde eve gitmek için otobüs bekliyorduk. Sabırsız ve yağız bir Türk delikanlısı olduğumdan otobüs durağının içinde bir aşağı bir yukarı yürüyorum. Yanımdaki 3 Romen güzeli ise ne yaptığıma anlam vermeye çalışıyorlar. Onlara anlatamam ki biz Anadolu delikanlıları otobüsü ayakta bekler, içine otururuz.

Bu arada havanın -20 santigrat derece ve ortalığın kar halinde olduğunu belirtmeden edemeyeceğim. Sanırım işte tam da bu yüzden otobüs beklerken yürümek istiyordum. Soğuktan değerli popom üşümesin diye değil; yepyeni su geçirmeyen 4 mevsim ayakkabılarımla doğanın zulmüne meydan okuyorum…

Bir aşağıya bir yukarıya yürürken birden bir ses duydum: PIIIRÇÇIK

Hafif ışıkta aşağıya baktığımda pantolonumda yeşil yoğun bir sıvı olduğunu fark ettim… Saniyenin zilyonda biri bir zamanda aklıma gelen ilk şeyi paylaşayım: “Kurbağa ezdim.”

Avrupa’da son yılların en kara kışlarından biri yaşanırken, ortam kar altında ve Bükreş’in bütün gölleri donmuşken ben, son sağ kalmış ve otobüs durağına kadar ulaşabilmiş kurbağayı bulup üzerine basabilirim… Yeni aldığım 4 mevsim vibram taban ayakkabılarımla…

Ama hayır işin kokusu öyle değil. Maktulle yüzleşmek için ayakkabımı kaldırdığımda pantolonumdaki yeşil sıvının sebebini anladım. AKRİLİK BOYA… arkadaşım, sevgili Bükreşli arkadaşım. Allah adı verdim söyle hangi üstün zekalı insan kışın ortasında bir tüp akrilik boyayı otobüs durağının zeminine bırakır ki?

Veya doğru soru: Neden ben? Bekir senin işin mi bu? Doğru söyle, kızmayacağım.

1 yorum: