2 Ocak 2010 Cumartesi

2010 Ön İzleme

2009 bitti.
Sanki şartmış gibi, sanki olmazsa olmazıymış gibi içerek, hem de ağırlığımızca içerek yeni yılı karşıladık.
Yani hani Şükran Gününde Amerika Birleşik Devletleri vatandaşları tutup hindi yiyorlar ve bu bir gelenek ya, sanki biz de yıl başlarında içmek zorundayız.

2010 mide bulantısı ve baş ağrısıyla geldi yani anlayacağınız. Hemen hepimiz için böyle olmuştur. Şimdi 2010 yılında neler olabileceğini tahmin edelim. Yine bir çok ajansın, haber merkezinin ve sitenin yapacağı bir şey. Hatta bunları bir de astroloji ile süslüyorlar ki tadından yenmiyor...
Biz metafiziksel ortamlardan uzaklaşalım, 2010'da neler olabilir, bizi neler bekler onlara bir bakmaya çalışalım.

BARCELONA ARTIK ANLAŞILACAK

Gelene 6 at, gidene 5 çak, topu karşı takıma gösterme, basket oynar gibi futbol oyna...
Basketbolda da topu böyle oynayacak takımlar olabileceği ve maçın seyir zevkini düşüreceği için hem 10 saniye hem de 24 saniye kuralı koymuş adamlar. Futbolda bu kuralın bu sene çıkmasını bekliyorum.
Oldu efendim. Xavi topu alıp gidecek soldan Messi koşarken dur ben bir geri döneyim diyecek. Messi bu arada geri dönecek. Puyol aldığı topu Valdes ile paylaşacak, bu arada Iniesta biraz koşacak falan... Karşı takımın bir anlık konsantrasyon eksikliği de Ibrahimovic'e yarayacak... Biz televizyon karşısındakiler de "Bu adamların oynadığı şey futbol değil abi" diye tebrik edeceğiz. Futbol değil tabi.

2010 GÜNEY AFRİKA

Spordan başladık, spordan devam edelim...
Futbolseverin ramazan ayı başlıyacak. bu bir öngörü değil tabi ki.11 Haziran saat 16.00'da televizyonlarımızın karşısında olacağız elbette.

Dediğimiz gibi bu bir öngörü değil ama biz öngörümüzü bildirelim...
Kupa Afrika'da kalmaz... Vakti zamanında Afrikalı zenciler gibi Amerika kıtasına da taşınmaz... Kupa Cebelitarık'ı geçer Avrupa'ya gider. Tahminlerimi merak edenler için üç adet takım vereyim kendimden (sizler de yazın ama):
Hollanda
İngiltere
İspanya (sıralama alfabetiktir)

Gönlüm tabi ki her Kupa Amerika'da ve Dünya kupasında gönülden desteklediğim takım olan Meksika'dan yana. 2006'da bir türlü sevemediğim Arjantin'e elenmiştik, bu sene açılış maçını biz yapıyoruz, göstereceğiz ev sahibine Aztek gücünü... Toltek de olur.

Grupları da yazalım tam olsun bari:
A: Güney Afrika, Meksika, Uruguay, Fransa
B: Arjantin, Nijerya, Güney Kore, Yunanistan
C: İngiltere, ABD, Cezayir, Slovenya
D: Almanya, Avustralya, Sırbistan, Gana
E: Hollanda, Danimarka, Japonya, Kamerun
F: İtalya, Paraguay, Yeni Zelanda, Slovakya
G: Brezilya, Kuzey Kore, Fildişi Sahili, Portekiz
H: İspanya, İsviçre, Honduras, Şili

Merakla beklediğim ve gruplardan çıkılması halinde olmasını çok istediğim eşleşmeler var ki bu maçlar tadından yenmez. Artık bu maçları izlerken ne sosyopolitik sohbetler yaparız kim bilir?

Fransa-Cezayir
Güney Kore-Kuzey Kore
A.B.D.-Honduras (ki buraya A.B.D.-Kuzey Kore'yi de yazabiliriz)

Bu arada zaten Kuzey kore o gruptan çıkarsa Güney Kore gitsin Kim Jong'un elini öpsün bir zahmet...

KÜRT AÇILIMI
2010 yılında BDP ile süreceğini düşündüğüm açılım biraz daha zahmetli bir pozisyona girebilir hükümet için. Sonuçta DTP'yi kapatmak (tekrar ve yeniden) bir uyarı niteliğinde olabilir fakat her ne kadar Osman Baydemir kabul etmese de bu partinin de için de bazı klikler var. Bu durum açılımı kimi zamanlarda yaralayabilir. gönlüm açılımın, elbette, hedefine ulaşmasından yana. Bir de tabi AKP açılımın mahiyetini ve açılımın tam olarak ne olduğunu açıklarsa 2010 gerçekten güzel bir yıl olabilir hepimiz için.

HÜLYA AVŞAR AKADEMİSYEN OLACAK
Geçtiğimiz günlerde Boğaziçi Üniversitesi'nde entellektüelliğin bacaklarındaki kıllarla bir orantısı olduğunu savunan ve "Ben entellektüelim ama ayda bir ağda yapmam" diyen Hülya Avşar'ın özel bir üniversiteye akademisyen olarak atanmasını bekliyorum. Bunun için ayrılmış misafir öğretim üyesi kadroları var...

PAŞASININ BAŞBAKANI
Geçenlerde Balkır'la 2010 yılının "en"lerini tartışırken "En Skandal Manşet" başlığında Taraf gazetesinin attığı "Paşasının Başbakanı"nı belirlemiştik. Hiç süphesiz ki; Taraf gazetesinin, haksız, "hükümet yanlısı" eleştirilerine verdiği güzel cevaptı bu başlık.
2009'un son günlernde Kozmik Oda aranırken, TSK, kendi deyimiyle, yıpratılmaya çalışılırken, darbe günlükleri ve ıslak imzalar havalarda uçuşurken Taraf gazetesi bir kaç büyük manşete daha imza atacak. Bundan eminim. Bekliyorum, evet...

KAYSERİSPOR VE BURSASPOR
Üzgünüm sayın Anadolu Kulübü severler... Ama bu iki takım 2010 yılında şampiyon olamayacak... Dört büyüklerden bir kulübü tutup şampiyonluk yarışında ağır yara aldıktan sonra "Bari anadoludan bir şampiyon çıksın" diyerek belirli dönüş emareleri gösteren bazı taraftarlar için ise iki kere üzülüyorum. Daha önceki örneklerde de gördüğümüz gibi (Vestel manisa, Sivasspor, Trabzonspor) naklen yayın ücretlerinin dengesiz dağıtıldığı ülkemizde anadoludan bir şampiyon çıkmas olasılığı neredeyse %0...

NAKLEN YAYIN İHALESİ
Federasyon ve Kulüpler Birliği 3 platformu bu sene masaya yatıracak.
Digiturk, D-Smart ve Türk Telekom (TRT adına) kıyasıya rekabet edip bizim futbolu nerede izleyeceğimize karar verecekler. Ne olursa olsun maçlar yine şifreli olacak. Off the record aldığım duyumlar arasında Türk Telekom'un ihaleyi alacağı yönünde sonuçlar var. Daha önce Aceto Balsamico'da Bülent Bey yazmıştı diğer ülkelerde naklen yayın ihalesinin nasıl olduğunu; anlatmaya gerek görmüyorum ama yine bizim ülkemizde öyle olmayacak ve biz gene bol reklamlı, saçmasapan spikerli, saçma sapan spor yorumculu sadece maç izleyeceğiz. İnternet, 3G, maç sonrası gibi seçeneklerimiz olmayacak ve sadece 4 büyüklerin maçlarını izlemek zorunda kalacağız.

İNAN TEMELKURAN SİNEMAYA GİDECEK
"Son zamanlarda şöyle bir şey oldu, evet; Nuri Bilge’yle başlayan bir, çok görsel... Çok görsel dediğim çok fazla görselliği yok içersinde, Uzak filmini izliyorsun, çok b.k gibi görüntüsü var."

Evet bu sözler geride bıraktığımız senede Tuğba Tekerek'in Taraf gazetesi için İnan Temelkuran ile yaptığı söyleşide genç yönetmenin söyledikleri.
Sayın İnan Temelkuran Uzak'ı sinema çekimi, korsan VCD'den izlediği için görsel b.kluğa düşmüş olabilir. Bu sene kendisinin sinemaya gideceğinden eminim. Herhangi bir yerde Uzak filminin tekrar gösterimine denk gelirse, High Definition bir TV bile olabilir mesela, halk huzuruna çıkıp "Arkadaşlar ben bir kötü söz söylemişim, hepinizden özür dilemek istiyorum" diyeceğinden neredeyse emin gibiyim.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder